4685 m2’lik bir alana kurulmuş olan Trabzon, Kafkas dağlarının ve İran transit yolunun başlangıcında yer alır. Karadeniz’e kıyısı olan diğer ülkelerin limanlarıyla bağlantısı bulunmaktadır. Tarihi ve doğa güzellikleri ile dört mevsim gezip görülebilecek turizm şehridir. 740 bin nüfusu bulunan şehir, aynı zamanda çok eski çağlardan beri yerleşim yeri olarak kullanılmaktadır.

Tarihte Trabzon
Trabzon’un kuruluşuna dair çeşitli görüşler bulunmaktadır. Bunlardan en yaygın olanı, Kafkaslar üzerinden gelen Orta Asya kökenli kavimlerin şehri kurduğu yönündedir. Fakat, yakın zamanda gün ışığına çıkarılan eski bir yerleşim yerinin 4000 yıl öncesine dayandığı tespit edilince, şehrin geçmişinin de çok daha eskilere dayandığı görüşü netleşti.

Trabzon adına, Trapezos olarak ilk kez, Yunanlı komutan Kesnophon tarafından kaleme alınan, M.Ö. 4. Yüzyılda geçen olayların anlatıldığı “Anabasis” adlı antik kaynakta rastlanmaktadır. Antik çağda, Miletoslular Karadeniz’e gelerek kıyılarda koloni kentleri kurmuşlardır. Trabzon da bu kolonilerin arasında sayılmaktadır ve birçok araştırmacı, kentin ilk kuruluşu olarak bu dönemi göstermektedir. Oysa birçok yerli kavmin Trabzon civarında çok daha önceden beri yaşadığı bilinmektedir.

Şehir, MÖ 280 yılında Karadeniz’de kurulan Pontus Devleti’nin sınırları içinde kalmıştır. Dağılan Pontus Krallığı’nın ardından Roma yönetimine giren Trabzon, zamanla serbest kent statüsüne alınarak dönemin en bilinen ve zengin kentlerinden biri haline gelmiş. Şehirdeki birçok dini ve askeri bina, su yolları, kemerler ve liman bu dönemde inşa edilmiştir. Roma İmparatorluğu’nun ikiye ayrılmasıyla Doğu Roma sınırları içinde kalan şehir, zamanla Müslüman Arapların yerleştiği bir kent olmuş ve 1461 yılında Osmanlı hakimiyetine girmiştir.

Doğal Güzellikler
Bulunduğu bölgeye has 440 bitki çeşidine ev sahipliği yapan Trabzon aynı zamanda Türkiye genelinde nadir bulunan 2500 bitki türünü de bulundurmaktadır. Trabzon; ormanlar, yeşil alanlar, bitki türleri ve yaban hayatı bakımından oldukça zengindir. Neredeyse tüm ağaç türlerinin yetişme imkânı bulduğu şehirde, deniz kenarından başlayarak 2000 m yükseltiye kadar Ladin, Köknar, Kayın, Sarıçam, Kızılağaç ve Kestane gibi türler yetişmektedir.

Uzungöl: 1989 yılında Tabiat Parkı, 2004 yılında da Özel Çevre ilan edilen Uzungöl, zengin bitki örtüsüne sahip, çeşitli bir yaban hayatını içinde barındıran yemyeşil doğanın eriyen kar suları ve serin yağmurlarla buluştuğu bir alan. Karadeniz’e yolu düşen her gezginin uğramadan asla geçmediği Uzungöl, Soğanlı Dağlarının eteğinde 1100 metre yükseklikte bulunan bir göl. Dünyanın ılıman bölgede bulunan en yaşlı ormanlarının da burada bulunduğu belirtilirken, yılın beş ayının karla kaplı olması da gölü doğaseverlerin turizm merkezi haline getirmiştir.


Yaylalar: Dört mevsim ziyaretçi toplayan Trabzon’un belki de en çok ilgi çeken yerleri göğe uzanan, yemyeşil ve zengin bitki örtüsüyle büyüleyen yaylalarıdır. Şehrin en bilinen yaylaları ise Sera Gölü çevresi, Maşka ilçesindeki Şolma, Mavura ve Kiraz Yaylaları, Lapazan Yaylası, Çaykara-Uzungöl Yaylası, Karadağ Yaylası, Hıdırnebi ve Kuruçam Yaylaları, Sis Dağı Yaylası ve Çatma Obası Yaylasıdır. Birçoğuna araçla ulaşılabilen yaylalar, kamp turizmi, kayak ve doğa yürüyüşü gibi aktivitelerde bulunulabilir. Bunun yanı sıra dönem dönem gerçekleşen yayla şenlikleri de yayla turizmini canlı tutan, müthiş doğayı turistlerle buluşturan etkinlere ev sahipliği yapar.


Çal Mağarası: Dünyanın en uzun ikinci mağarası olarak bilinen mağara, içinden akan küçük deresiyle, üzerinde bulunan tarihi kalesiyle oldukça ilgi çekici bir yer altı su kanalıdır. Yaklaşık 8 km uzunluğundaki mağaranın, mevsime bağlı olarak içindeki su miktarı da değişmektedir. Yaz aylarında 25-30 cm derinliğinde su akan mağarada, kış aylarında bu derinlik 50 cm’ye kadar yükselmektedir. Mağaranın içinde rahat bir hava hareketi olmakla birlikte halkın ziyaretine de açıktır.


Sera Gölü ve Balıklı Göl: Şehrin batısında yer alan Sera Gölü, dağ yamacının kayması ile oluşmuş bir baraj gölüdür. Genişliği 150-200 metre arasında değişen barajın su yüzeyi zamanla azalmaktadır. Hıdırnebi Yaylası yolu üzerinde bulunan Balıklı göl ise, ziyaretçilerin piknik alanı ve dinlenme yeri olarak kullandığı muhteşem doğaya sahip bir bölgedir.


İklim
Yazların sıcak kışlarınsa ılık geçtiği Trabzon’da yaz aylarının ortalama sıcaklığı 32 °C civarında, kışın en soğuk günleri ise -6 °C’ye düşmektedir. İlkbahar ayları yağmurlu ve sisli olmakla birlikte sonbahar ayları hava sıcaklığı ideal derecededir. Nemli iklimin görüldüğü şehirde yıllık yağış miktarı 800-850 kg’dır. En az yağış alan aylar Temmuz ve Ağustos, en yağışlı ay ise Şubattır.


Trabzon’da Yapılacaklar
Etkileyici tarihi ve büyüleyici doğasıyla ziyaretçilerinin aklında iz bırakan şehir Trabzon, çok sayıda etkinlik seçeneği sunuyor. Tarihi binlerce yıl öncesine uzanan Trabzon’da tarihi Sümela Manastırı’nı, güzel plajları, Trabzon Kalesi’ni, bugün müze olan eski manastır ve kiliseleri ziyaret edebilir, ilgi çekici gölleri ve mağaraları keşfedebilir ve yayla şenliklerine katılarak hem doğanın tadını çıkarıp hem de birbirinden güzel yöresel lezzetleri deneyimleyebilirsiniz.

Doğa Sporları: Bulunduğu konumu, yüksek dağları, doğa harikası yaylaları ve yeşilin hiç akla gelmeyecek tonlarıyla Trabzon, doğa sporlarını sevenler için tam bir cennet. Dağcılıkla ilgilenenler için Uzungöl, Demirkapı ve Karakaya’da bulunan dağcılık parkurları bulunuyor. Akçaabat, Düzköy, Kayabaşı Yaylası, Lişer Yaylası, Şolma Turizm Merkezi gibi bölgelerde ise Jeep ve safari etkinlikleri yapılabilir. Yamaç paraşütü için Uzungöl- Karastel ve Karaçımah Tepeleri, Akçaabat’ta Karadağ Hıdırnebi (Yaylakent), Düzköy’de Çalköy Beldesi tercih edilebilir. Şehrin hemen hemen tüm yaylalarında ise trekking etkinlikleri düzenlenmektedir. Araklı, Karadere’de ise Kano sporuyla ilgilenenler için rotalar bulunmaktadır.

Plajlar: Sahil şeridi boyunca birçok noktasında denize girilebilen Trabzon’da şehir merkezine en yakın plaj Ortahisar’da bulunur. Daha uzak noktalarda ise geniş kumsalıyla meşhur Kaşüstü Plajı bulunmaktadır.


Sümela Manastırı ve Vazelon Manastırı: Trabzon’un Maçka ilçesinde, sarp kayalıklar üzerine inşa edilmiş Sümela Manastırı, halk arasında “Meryem Ana” adıyla anılmaktadır. Manastırın Bizans döneminde Atina'dan gelen Barnabas ve Sophronios isimli iki rahip tarafından kurulduğu düşünülmektedir. Kaya kilisesi, birkaç şapel, mutfak, öğrenci odaları, misafirhane, kütüphane ile kutsal ayazmadan oluşan manastırın freskleri ise 18. Yüzyılın başında yapılmıştır.

Yine Maçka sınırlarında yer alan Vazelon Manastırı ise halk arasında “Kızlar Manastırı” olarak bilinir. Çam ormanları ile kaplı alanda yer alan bina, 1700 yıl öncesine dayanan tarihi geçmişi ile Türkiye'nin ilk manastırları arasında yer alır.


Trabzon Kalesi: En eski surları MÖ 4. Yüzyıla tarihlenen Trabzon Kalesi, şehir merkezinde Tabakhane ve Zağnos Vadileri arasındaki yüksek kaya kitlesi üzerine kurulmuştur. Yukarı Hisar, İç Kale, Orta Hisar ve Aşağı Hisar olmak üzere üç bölüme ayrılan kale aynı zamanda şehir merkezinin en yüksek noktasıdır.


Ayasofya Müzesi: 13. Yüzyılda inşa edilen Kilise, Fatih Sultan Mehmet’in 1461 yılında şehri fethetmesiyle cami olarak kullanılmaya başlanmış ve günümüzde vakıf eser olarak müze halini almıştır. Geç Bizans kiliselerinin güzel bir örneği olan yapı, kare-haç planlıdır ve yüksek bir merkezi kubbeye sahiptir. Yüzyıllar boyunca çeşitli seyyahların ve araştırmacıların ziyaret ettiği üzerine yazılar kaleme aldığı kilise, 1964 yılından bu yana müze olarak halka açılmıştır.

جميع المحتويات © حقوق الطبع والنش 2023 ريالتي تركيا